Bu akşam ciddi bir haber kanalını seyrediyorum, çocuklarda diyabetle ilgili bir haber, çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı olduğu anlaşılan ve muhtemelen özel bir hastanede çalışan bir hekim arkadaşımızla çocuklarda görülen diyabetle ilgili ayaküstü bir söyleşi yapılıyor. Ya çok hazırlıksız ve ayaküstü bir söyleşi ya da hekim arkadaşımız çocuklarda diyabet konusunda yeterli bilgiye sahip değil. Çünkü söylediklerinin neredeyse %80’ni yanlış bilgiler içeriyor. Verilen mesajlar yanlış ya da yanlış anlaşılmaya çok müsait. Halbuki devir artık eski devir değil. Önceleri sayıları oldukça az olan konunun uzmanı Çocuk Endokrinoloji uzmanlarına her yerde ulaşmak mümkün. Konu ile ilgili birden fazla dernek de var, onlardan bilgi almak da oldukça kolay. O zaman böyle önemli bir konuda neden yetkin olmayan bir arkadaşımızın bilgisine başvuruluyor sorusu geliyor karşımıza, kolaycılık mı yoksa arkasında başka amaçlar mı var? Takdiri sizlere bırakıyorum.
Bu tür durumlarla aslında her gün karşılaşıyoruz. Aynı eskiden ramazan aylarında aykırı hocaların sürekli televizyon ekranlarını işgal etmeleri gibi, tıp ile ilgili konularda da aykırı söylemleri olan, sansasyonel yorumlar yapan ama o konuda yetkinliği tartışılır kişiler ekranlarda ve gazetelerde boy gösterip halkı yanlış bilgilendiriyor. Sonra da onların söyledikleri yanlışları temizlemek kolay olmasa da hastanelerde çalışan uzman hekim arkadaşlarımıza düşüyor. Bazen hastaneye getirilmiş ancak tamamen normal olan bir çocuğun ailesini dakikalarca çocuğunun normal olduğu konusunda ikna etmeye çalışıyorsunuz, çünkü ailelerin kulaktan dolma fikirlerle kafası dolu, bazı konularda sabit fikirli geliyorlar. Biliyorsunuz ki çoğu sizin konuşmanızla da ikna olmuyor, doktor doktor geziyor. Bu meslek yaşamımızda sıkça karşılaştığımız bir durum.
İşte bu yüzden medyanın sorumluluğu çok büyük. Halkın yanlış yönlendirilmesi çok ciddi sonuçlara neden olabiliyor. Çünkü sağlık, reytinglerin oyuncağı olamayacak kadar önemli bir konu. Sırf sansayonel haber yapacağız diye insanları telaşlandırmanın, yanlışlara yönlendirmenin anlamı yok.
İşte başımıza gelen başka bir örnek.
Diyabetle ilgili ilk halka yönelik toplantılarımızdan birini yapıyoruz. Yerel ve ulusal basın büyük ilgi gösteriyor. Diyabetle ilgili sordukları sorulara cevaplar vermeye çalışıyorum. Ama verilen bilgilerle pek ilgilenilmiyor. Israrla sorulan sorular hep sansasyonel haber amaçlı. “Diyabet sıklığı bölgemizde yüksek mi?, bir diyabet patlaması var mı?” türünden. İllaki bir patlama olacak yani. Israrla başka yöne çekmek istiyorum ama ertesi gün çıkan bir gazetenin manşetini görünce şok oluyorum “ürkütücü gerçek: bölgemizde diyabet sıklığında korkunç artış” şeklinde. Ne böyle bir artışa dair elimizde pozitif bir bilgi var ne de böyle bir diyabet patlaması var. Böyle bir demecim yok, bununla ilgili elimizde bilimsel veriler yok, böyle olduğunu da düşünmüyorum. Ama manşet bu şekilde. O gün bugündür basına bir demeç vereceksem yazılı vermeye gayret ediyorum. Yine de sorunlarla karşılaşabiliyoruz, en azından elimizde hukuki bir delil olması açısından önemli.
Yıllarca hekimlik mesleğinin değerinin halkın gözünde küçük düşürülmesinde medyadaki bazı programların büyük katkısı oldu. Yıllarca hekim başarılarından ziyade, meslekteki çürük elmaların sürekli gözler önüne serilmesinin devlet ricalimizin bile hekimlerimiz hakkında yanlış düşüncelere yol açtığını düşünüyorum. Düşünün eğer hekime şiddet hakkıyla medyada menfi olarak yer alsaydı bugün bu durumlarla karşılaşır mıydık acaba.
Değinmeden geçemeyeceğim, diğer önemli bir konuda reyting rekorları kıran dizilerdeki sağlık sahneleri. Milyon dolarlar harcanan ve izlenme rekorları kıran dizilerin acaba bir sağlık danışmanı tutacak paraları yok mudur merak ediyorum. O kadar komik sahneler yapılıyor ki burada saymakla bitmez. Halk anlamıyor diye bu kadar acımasız olunmamalı diye düşünüyorum. Sonuçta bu kadar çok izleneni olan dizilerin sağlık gibi önemli konularda halka önemli ve doğru mesajlar vermesi gerektiği konusunda hemfikirim.
Medya bir anda insanı göklere de çıkarabiliyor, bir anda yerin dibine de sokabiliyor. Belli konuma gelmiş ve medyayla yakın ilişkili olmak zorunda olan kişilerin profesyonel destek almaları şart. Medya ve özel sağlık sektörü arasındaki ticari ilişkilerin mutlaka sınırlandırılması, belli kurallara bağlanması gerekiyor.
Medyadaki sağlık haberleri insanların hayatlarını gerçekten önemli ölçüde etkileyebiliyor. Toplumumuzun sağlıkla ilgili konularda bilinçli olmadığı ve bilgi yetersizliği olduğu bir gerçek. Verilen yanlış mesajlar, yanlış yönlendirmelere, tedavi gecikmelerine, hastalıklar oluşmasına yol açabiliyor. Bu nedenle medyada sağlık haberciliği büyük sorumluluk gerektiriyor. Bu konuda sorumluluk sahibi kurumlarımızın belirleyici ve müdahil olmaları çok önemli.
Prof. Dr. Bumin N. Dündar
21 Kasım 2012